2 Mart 2021 Salı

FREKANSINI YÜKSELT

Mart 02, 2021 1 Comments
Bütün yazılarım, uğraşım, çabam hep mutlu olmak için, ancak mutluluk durumu süreklilik arz etmiyor, üzüntü yada diğer tüm duygular gibi. Zaten sürekli mutlu olma hali zaten sanırım deliliktir :) Ama bazen yaşanılan durumlar ağır gelir, içimizi acıtır. Bir an önce geçmesini isteriz, işte bu aşamada ne yaptığımız çok önemli. İçimizi ne acıtıyor, ve oradaki duygumuz ne onu tanımlamak çok önemli. Örneğin uzun zamandır değer verdiğiniz, saygı duyduğunuz duyarlı ve dürüst olduğunu düşündüğünüz ve inandığınız bir kişi sizi hayal kırıklığına uğrattı ve yaşattığı bir durumla öyle olmadığını gördünüz. En üzücüsü de bunu izah etmeye çalışırken sizin gözünüzden bakamayıp durumu basitleştirmiş ve kendinizi izah edememiş olarak hissetmiş olabilirsiniz. O kadar güzel manevi değerlere sahip olduğunu düşündüğünüz için saygı duyduğunuz kişi bir gecede gözünüzde alçalmış ve saygısını yitirmiş olabilir. Ve bunların sonucunda canınız yanmış olabilir. Burada ortaya çıkan ilk duygu hayal kırıklığı, sonra öfke, ama en çok kendimize öfke olabiliyor, o kadar işaretleri hissettikleriniz görmezliğe gelip karşınız da ki insana inandığınız ve yücelttiğiniz için. Ama zamanla bu düşüncenin yersiz olduğunu anlayacaksınız siz ne iseniz karşınız dakini de öyle görürsünüz. O size dürüst olmamış olabilir siz dürüstken, o sizin kadar hassas ve duyarlı olmayabilir, sizin kadar derin ve meneviyatı yüksek olmayabilir, daha bencil ve daha nobran olabilir. Bunun sorumlusu siz değilsiniz. Örneği anladıysak, burada ortaya çıkan duyguları tanıladım. Sonra bu duygunun bedeninizde nerede sıkışıklık yarattığını izleyin, karnınızda mı, mideniz demi, omuzlarınız da mı bedeniniz de nerede. Sonra bunun şeklini düşünün, rengini ve somutlaştırın. Bu duyguları neden yaşadınız bunlara odaklanalım karşımız da kine kızmamaya çalışarak, çünkü bu duygulara siz anlam yüklediniz, o zaten hep öyleydi belki görmek istemediniz, neden? Benim bilinç altımda hangi durum buna neden oldu. Yani mesleğim gereği de öncelikle, durum ne bunun tespiti, tespit sonrası analiz neden böyle oldu , peki mevcut durumu nasıl düzeltebilirim, bir daha olmaması için ne yapabilirim. Yani DURUM, ANALİZ, AKSİYON :) İşte durum kısmında takılıp kalırsanız ve bu durum uzun sürerse , artık sinir sistemi devreden çıkar, mutlu olmayı bırakın normal rutin işlerinize bile odaklanama olursunuz. Analiz kısmına geçin burası çok önemli işte burada sorularımızın cevabını bulmak kolay olmuyor, ama derin çalışmalarla mümkün. Aksiyon kısmında artık şunu düşünün sizi üzen o kişi yada durum için kendinizi üzmeniz kendinize yapabilceğiniz en büyük haksızlık değil mi? O zaman ne yapabiliriz , burada ruhumuzu dinlendirmek ve temizlemek için , meditasyon, nefes çalışmaları, dininiz neyse nasıl ibadet ediyorsanız, dua zikir artık her ne ise. Sonra dinlediğiniz müziklere dikkat edin. Frekansınızı yükselten müzikler dinlememiz duygu durumumuz için çok önemli. Yukarıda resimde Dr. Masaru Emoto tarafından yürütülen bu çalışma, duygu, düşünce ve seslerin suyun kristalleşme biçimini nasıl değiştirdiğini gösteriyor. Bedenlerimizin aslında maddî bir varlık değil, titreşim hâlindeki frekanslar olduğunu söylemiştik; hatırlamamız gereken bir diğer şey ise vücutlarımızın %70'inin sudan oluştuğudur. Kısacası bu deney göz önünde bulundurulduğunda, dinlediğimiz müzikler neticesinde mâruz kaldığımız frekansların da bedenimizi şekillendirdiğini söylemek doğru olur. Ve en önemlisi o kişileri bağışlayın gitsin, öfke bile enerjisel bağları artırır, bağları kesin ve yeni ve hak ettiğiiz enerjilerin hayatınıza girmesine izin verin. Artık ölü bir enerjiyi serbest bırakın.

20 Şubat 2021 Cumartesi

14 Şubat 2021 Pazar

NERDEN ÇIKMIŞ BU SEVGİLİLER GÜNÜ :)

Şubat 14, 2021 0 Comments
14 Şubat Sevgililer Günü yaklaşırken çoğu çift, hayatı paylaştığı kişiye hediye alma telaşına düşüyor. 14 Şubat genel olarak romantik aşkın kutlandığı bir gün olarak akıllara kazınsa da kimi insanlar aile bireylerine ya da evcil hayvanlarına sevgilerini göstermek ya da hayatlarında sevgiyle yaptıkları şeyleri kutlamak için de aracı seçiyor 14 Şubat'ı. Diğer yandan tüm dünyada aşk ve romatizmin kutlandığı özel günlerden biri olan 14 Şubat kimilerine göre ticari kazancının derdinde olan piyasa ekonomisi aktörlerinin işine yarayan bir araç. Ancak 14 Şubat'ın kökeni kapitalist ekonomi düzeninin ortaya çıkmasından çok daha öncelere gidiyor. Sevgililer Günü çok eski bir gelenek. Köklerini Roma döneminde Lupercalia adı verilen ve üç gün süren bir festivalden aldığı düşünülüyor. Doğurganlık tanrısının şerefine gerçekleşen festival Şubat ayının ortasına denk geliyor ve baharın resmi başlangıcını müjdeliyordu. Kutlamaların kapsamında erkekler bir kutunun içine atılmış kağıtlardan kadınların ismini çekiyordu. Festival boyunca bu eşleşmede bir araya gelen çiftler sevgili oluyor, hatta belki de evleniyordu. Daha sonraki yüz yıllarda kilise pagan kutlamalarını bitirmek istedi ve şenlikleri Aziz Valentine adına yapılan kutlamalara dönüştürdü. Peki Sevgililer Günü'nün nasıl ortaya çıktığı düşünülüyor? Aziz Valentine hakkındaki efsane nasıl? Bu hikayelerden biri Roma İmparatoru İkinci Claudius dönemine dayanıyor. Claudius evli erkeklerin kötü askerler olduğuna inandığı için evlenmeyi yasaklıyor. Valentine ise evlenmenin Tanrı'nın insan için planladığı olaylardan biri ve ayrıca dünyanın amacı olduğuna inandığı için gizli şekilde insanları evlendirmeye devam ediyor. Claudius bunu fark ettiğinde Valentine'ı hapse atıyor ve ölüme mahkum ediyor. Hapiste Valentine gardiyanın kızına aşık oluyor ve 14 Şubat'ta idama götürülürken "Senin Valentine'ın" imzalı bir aşk mektubu gönderiyor. Günümüzde Sevgililer Günü'nde insanların birbirine kart göndermesinin kökeni de buradan geliyomuş.

10 Şubat 2021 Çarşamba

SEVGİ EMEKMİŞ

Şubat 10, 2021 0 Comments
Selvi Boylum Al yazmalım filmi 7 imde de, 70 imde de beni etkilemeye devam edecek gibi, dev bir klasik. Geçmişte ki paylaşımlarımda şarkısı da var, o kadar etkisi büyük yani bende. Evimizde sevgi neydi geyiği çok yapılır, ama ciddi ciddi geçen gün beyin fırtnası yaptık :) A aaaa sonra çok şaşırdım kendime... Ben hep Asya İlyas'a gitsin (Kadir İnanır) isterdim çok ta üzülüyordum sonunda:( hele o İlyas'ın mahsun bakışlarına hönküre hönküre ağlardım iç çeke çeke:P (hala bir kötü oluyorum, çok yakışıklı bir adam olduğu da yatsınmaz :)) ama fark ettim ki hayata dair deneyim kazandıkca, piştikce, olgunlaştıkca Çemşitci olmuşum :) Yani Sevmek kamyona yazı yazmak değil, Sahiplenmekti..Güvendi..Bencil Olmamaktı. Sevgi Emekti..Üzgünüm İlyas :) O yüzden bu hayatta diliyorum ki hep Cemşitler kazansın.. Final sahnesini de şuracığa ekliyorum.

6 Şubat 2021 Cumartesi

ESKİŞEHİR AŞIĞI

Şubat 06, 2021 0 Comments
Kasım 2011 de geldim daha önce hiç görmediğim bu şehire. Gerçek dostarla kaplı, o kalabalık, eğlenceli, deniz kokulu İzmir'i bırakarak. Üstelik çocuklarıma da doğduklarından beri ait olduklarını hissettikleri şehri ve arkadaşlarını bıraktırarak. Beni motive eden; buranın küçük ve kolay şehir oluşu, kariyerimde de belirli bir konuma gelince İzmir'e geri dönmek fikriydi. İlk başlarda zorlandım, zorlayan şehir değil, arkadaş ve dost meclisimdi. Eğlenmesini, mizahı çok seven insanlarla kaplı bir çevrem var, gülmekten karnıma ağrılar girmesini, güvene dayalı dostlukları, hafta sonları arabaya üst üste binerek bağrış çığrış Çeşmeye gitmeyi, yorgunlukla ve güneş yanığı acısı ile eve dönmeyi, duşa önce kim girecek yarışını, (hızlı olduğum için ben kazanırdım :P yada çok sevildiğim için kazanmama izin verilirdi, sevinsin garip diye kim bilir :) yarışlarda pis bir hırsım olur da söylemesi ayıp. Ben kolay insan alamam, dahil edemem hayatıma, daha doğusu işim gereği çok fazla insanla iletişim halinde olsam da, arkadaşlık ve dostluk kavramı ile ilgili sağlam filtrelerim vardır. Bu nedenle az öz, ama sağlam bir çevrem var. Yani işin özeti sadece bu durum beni zorladı diyebilirim. Bu şehre aşık oldum, çok güzel çevre düzenlemesi var bu benim için çok önemli her yer park bahçe, her yer çok yakın yürüme mesafesinde, kışın ayazı sağlam olsa da yazın nemine tercih ederim, insanları çok ama çok sıcak, güvende ve en önemlisi buraya ait hissediyorum kendimi. Ve benim için hayatımın dönüm noktalarını oluşturdu bu şehir. Hep iyi kilerimi yaşattı. 5 yıl sonra İzmir'e dönerim planı ile ayak bastığım bu şehirde 9. yılımı aştım, zaten okul için yada farklı nedenlerden dolayı buraya ayak basan insanlar dönemiyor kalıyor bir şekilde. Gezilecek yerler açısından da çok zengin, tarihi odunpazarı evleri içinde kurtuluş müzesi, Omm (odunpazarı modern müze),külliyesi, balmumu müzesi, atlıhanı, cam sanatları ve alışveriş yapacağınız sıcak tatlı esnafları ile dükkanlar, kahve içeceğiniz tarihi mekanlar bulunuyor. Porsuk çevresini oluşturan Adalar, barlar sokağı, sazova parkı, kentpark, şelalepark, devrim müzesi, eti arkeoloji müzesi.. aklıma gelenler. Gelin mutlaka görün derim. Türkiye'nin bu yüzölçümü ile en güzel şehri Eskişehir. Çokk aşığım çokkk :)

1 Şubat 2021 Pazartesi

SEVGİLİ GELECEKTEKİ BEN

Şubat 01, 2021 0 Comments
Bundan beş yıl sonra ki kendiniz ile karşılaşsaydınız ne demek isterdiniz? Neyi tembihlerdiniz, neyi yapmasını isterdiniz? Örneğin nasıl hayat hayal ederdiniz onun için, 5 yıl sonraki fotoğraflarınıza kimleri koyardınız? Gelecekti ki kendime mektubumdur :) Sevgili 5 yıl sonraki Nevin, O günlere gelebilmek için çok çalıştın, bahanen olmadı istediğin şeylerin peşinde koşarken engelleri kadırarak ilerledin hep, seni tebrik ederim. Her şeyden önemlisi tertemiz vizdanın için, kimseyi bilerek üzmediğin , ince hesaplar peşinde koşmayıp hissettiğin gibi davrandığın için. Gücünü de doğruluktan aldın ne mutlu sana. Sürekli öğrenmek ve gelişmek misyonun oldu, eminim şu anda ki benden daha bilgilisin, daha hoşgörülü, daha kabullenişte ve daha mutlu. Çok çalıştın hedeflerine ulaştın mutlu ol ve tadını çıkar bu senin hakkın. Her sabah mutlu şekilde mi kalkıyorsun sıcacık yatağından,kendini seviyormusun, neşe mutluluk saçıyormusun en çok ailene ve sevdiklerine. Daha az satın al, daha fazla üret,içinde ki kaynağı daha iyi leşfettiğini biliyorum,kalbinin sesini dinle her zaman ki gibi pusulan olsun. Çabaladığını biliyorum ama daha fazla çabala, kendinden başka insanlarada faydan olsun.Hayata daha fazla dokun şefkatle, mutlulukla, anlayışla. Kızma , kırılma, incinme herkesin kendine göre nedenleri var diye düşünmeye devam et.Sen hep güzel olanı gör ki hep güzel olan karşılasın seni. Ve son olarak seni tebrik ederim, geriye dönüp baktığında yaptıkların için, başardıkların için , başaramadıkarından ders alarak ilerlediğin için. Sevdiğin, sevginin arkasında durduğun,tertemiz vicdanın ve hesapsız kitapsız dik duruşun için. Sağlıklı zihin, beden ve ruhun temellerini 5 yıl önce attım, eminim sevdiğin insanla sağlık ve huzurla bol bol gezip hayatın tadını çıkartıyorsun. Bunu çok hakettin . (Aman da ne güzel de övdüm kendimi :P)

17 Ocak 2021 Pazar

KAR VE HUZUR

Ocak 17, 2021 0 Comments
Kar yağarken benim kadar mutlu olan kaç insanız acaba :) Çocukluğumuzda her şeyin en saf halini yaşarız, mulu olurken, sevinirken, ama büyüdükce çocukluğumuz kadar hakkını veremeyiz her duygunun. Çocuk anı yaşar, yetişkin anı zor yakalar. Ben kar yağarken çocuk neşesinde oluyorum işte, neşeli ve huzurlu, etrafına da neşe saçan bir pamuk :):)serotonin, dopamin gibi mutluluk hormanları şırıl şırıl salgılanıyor o anda bedenime :P Akşam çok güzel kar yağdı Eskişehir'e, bembeyaz oldu heryer, yasak dinlememiş kimse herkes aşağı inmişti, bende evimin önüne inip azıcık ucundan bir dal baktım karın tadına.. Bazı anların şarkıları, şarkıcıları vardır bende, kışın ve karlı günlerde Frank Sinatra dinleme güdüsünde olurum hep, Let it Snow 8. kez çalıyor şu anda örneğin. Dedim ki 17.01.2021 karlı uyandığım bu sabahın şarkısı olsun. Sağlıklı,mutluluğu kendi içimizde bulduğumuz çok güzel bir gün olsun..